top of page
  • Instagram Social Icon
  • Twitter Long Shadow
  • LinkedIn Social Icon
  • YouTube Social  Icon
GE CEO'su
Canan Özsoy

Geçmişi sağlık sektörüne dayanan ve uzun yıllar diş hekimliği de yapmış olan 
General Electric CEO'su Canan Özsoy, yenilikçi iş modelleri yaratma konusunda bir uzman. 
En çok strateji, pazarlama ve süreç yönetimi alanlarında tecrübeli olan kadın lider, gençlerin geleceği için çalışmayı seviyor
.

GE TEKNOLOJİLERİ ►
Hakkımızda

General Electric Türkiye’nin kurumsal blog sayfasına hoş geldiniz. Teknolojiye, bilime ve insanlığın adım adım ilerleyişine ilgi duyuyorsanız blogumuzda pek çok farklı içeriğe ulaşabileceksiniz. Yani; inovasyon, liderlik, teknoloji gibi alanları takip eden profesyoneller ve bu konulara kişisel ilgi duyan tüm bireyler bu blogda ilgi çekici birçok konuyu inceleyebilecek.

 

GE, daha iyi bir dünya için hayal eder, üretir ve sonuç alır. Fiziksel ve dijital ortamı biraraya getirir. Fabrika, saha ve laboratuvarlarında, müşterileri ile birlikte dünyanın zorlu sorunlarına çözüm üretmek için çalışan GE, geleceğin endüstriyel dönemini keşfediyor.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çeşitleri

Rüzgâr enerjisi basınç farklarına olduğu kadar dünyanın dönüşü, yüzey sürtünmesi gibi başka birçok etmene bağlıdır. Çoğunlukla tahmin edilemez olmasından dolayı rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi yakın zamana kadar diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının gerisindeydi.

29.04.2016

Bir yanda tükenen doğal kaynaklar, öte yanda tarihin gördüğü en büyük enerji ihtiyacı… Hâlâ dünyanın en büyük enerji kaynağını fosil yakıtlar oluşturuyor. Fosil yakıtlar milyonlarca yıl boyunca çürüyen bitki, hayvan, dinozor vb. canlılar ve basınç etkisinin birleşimi ile oluşmuştur.

 

Oluşmaları oldukça uzun bir süre aldığı ve tüketimleri de çok daha hızlı şekilde gerçekleştiği için bu yakıtlar için kısa vadede yenilenebilir olarak adlandırılmazlar. Kaynaklarının azalması ve buna bağlı olarak fiyatlarının sürekli yükselmesinin yanında yakılmaları sonucunda çevreye de zarar vermektedirler.

 

Çevreye verdikleri zarara ek olarak, fosil enerji kaynakları her geçen gün hızla tükenmekte. Enerji tüketiminde bu hızla devam edersek fosil yakıtların 50 sene gibi kısa bir sürede tükeneceği öngörülüyor. Bu sebeple, ilerici enerji üretimi gitgide yenilenebilir kaynaklara doğru kayıyor. Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için tüm enerji süreçlerini daha sürdürülebilir bir hale getirmemiz şart. Sürdürülebilir enerji, enerji ihtiyaçlarımızı karşılamak için gerekli olan kaynakları tehlikeye atmadan üretilen enerjiye denir. Bunun için en geçerli yöntem de yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktır.

 

Yenilenebilir enerjiyi basitçe şu şekilde tanımlanabilir: Üretimi için sürekli devam eden doğal süreçlerden faydalanan, üretim için kullandığı kaynakların tükenme hızından çok daha kısa sürede kendini yenileyebilen enerji. Yani kaynağı asla tükenmediği (sürdürülebilir olduğu) gibi, doğal süreçlerle ortaya çıktığından çevreye üzerinde yarattığı etkiler önemsiz bir seviyede kalmaktadır.

Yenilenebilir enerjinin çeşitleri, jeotermal enerji, rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, hidroelektrik ve biokütle enerjisi olarak sayılabilir.

 

Rüzgar Enerjisi

Rüzgâr enerjisinin de ana kaynağı aslında güneştir. Karalar ve denizler farklı ısı hapsetme kapasitelerine sahip olduğundan güneş ışınları karaları ve denizleri aynı derecede ısıtmaz. Karalar ve denizler arasındaki sıcaklık farkından dolayı oluşan basınç farkı da rüzgârları oluşturur. Yoğun rüzgâr alan yerlerde kurulan rüzgâr türbinleri ile rüzgârın kinetik enerjisi, elektrik enerjisine dönüştürülür.

Hem yatırım maliyetlerinin yıllar içerisinde düşmesi, hem de teknolojik gelişmelerle rüzgârın çok daha tahmin edilebilir ve ölçülebilir hale gelmesiyle rüzgâr enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları arasında en verimlilerinden bir tanesi olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Ayrıca GE tarafından geliştirilen, endüstriyel internet sayesinde birbirleri ile iletişime geçerek rüzgâr enerjisinden en iyi şekilde yararlanabilen türbinler sayesinde birçok rüzgâr türbini çiftliğinde verimlilik %20 oranında artırılmıştır.

 

Güneş Enerjisi

Güneşin kendi enerjisi çekirdeğinde meydana gelen füzyon sayesinde ortaya çıkar. Bu enerjinin bir kısmı güneş ışınları olarak dünyaya ulaşır. Güneş panelleri, güneş ışınlarını toplayarak ısı ve elektrik enerjisine dönüştürür. Güneş enerjisi 1970’lerden itibaren hız kazanarak su ısıtmadan kamp fenerlerine kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Çevreye hiçbir zararı olmayan güneş enerjisi öncelerde yüksek maliyeti dolayısıyla çok tercih edilmiyordu. Ancak, son yıllarda bu enerji tipinin üretimi için kullanılan araç ve gereçlerin teknolojinin ilerlemesiyle maliyetlerinin azalması, dünyanın güneş enerjisi kullanımı her geçen gün artmakta. Türkiye’de Güneş enerjisinden yılın 10 ayı yararlanmak mümkün.

General Electric’in Arizona’daki güneş panelleri.

Jeotermal Enerji

Jeotermal, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısının oluşturduğu, kimyasallar içeren sıcak su, buhar ve gazlardır. Jeotermal enerji de bu jeotermal kaynaklardan ve bunların oluşturduğu enerjiden doğrudan veya dolaylı yollardan faydalanmayı kapsamaktadır. Jeotermal enerji bir yenilenebilir enerji kaynağı olarak birçok farklı amaçla kullanılabilir.

İnsanlar yüzyıllardır jeotermal suları banyo ya da mutfaklarında kullanmaktadırlar. Aynı zamanda, bir başka yenilenebilir enerji türü olan güneş enerjisinden, elektrik üretimine benzer olarak, jeotermal kaynaklardaki sıcak suyun oluşturduğu buhar ile çalışan türbinler sayesinde elektrik üretilir. Isıtma, soğutma uygulamaları ya da proses ısısı temini hatta turizm geliri bile sağlaması gibi özellikleriyle jeotermalin çok yönlü bir kaynak olduğu söylenebilir. Türkiye jeotermal enerji kaynakları açısından şanslı bir ülkedir ve dünya üzerinde bu enerji türünü yoğun olarak kullanan ilk 5 ülke arasında yer almaktadır.

 

Hidroelektrik Enerjisi

Hidroelektrik enerjisi üretimi için akan suyun gücü kullanılır. Suyun akış gücü, bir akarsudan elde edilecek enerji miktarını belirler. Suyun akışının yarattığı kinetik enerji su kanalları vasıtasıyla türbinlere iletilmesi ve suyun türbinlerin pervanelerini döndürmesiyle elektrik enerjisine dönüştürülür. Özellikle yüksekliğin fazla olduğu yerlerde suyun akış hızı da fazla olacağından buralar hidroelektrik enerji üretimi için idealdir.

Tüm diğer yenilenebilir enerji kaynakları gibi, sera gazı salınımı yaratmaması ve doğada bulunan kaynakları tüketmeden kullanmasıyla hidroelektrik enerjisi de dünyamıza zararı olmayan bir enerji türüdür. Ayrıca bu enerji türü enerji üretiminin yanında, yerleşim yerlerine su saplama ya da tarım arazilerini sulama gibi artılarıyla santrallerin kurulduğu birçok bölgeye fayda sağlamaktadır.

 

Biyokütle Enerjisi

Biyokütle enerjisi, her türlü organik atıktan, bitkiler, otlar, yosunlar ve alglerden elde edilebilir. Bitkilerin yakılması ya da hayvan atıklarının enerji üretimi için kullanılması biyokütle enerjisinin en geleneksel çeşitleridir. Bu enerji türü insanlık tarihinde bolca kullanılmıştır ve az gelişmiş toplumlarda daha sık kullanılan bir enerji türüdür. Biyokütle enerjisi için daha gelişmiş yöntemler de bulunmaktadır. Hayvansal ve bitkisel kaynaklardan biyodizel, biyoetanol gibi yakıtlar üretilebilmektedir. Bu yakıtlar fosil yakıtlar gibi atmosferde karbondioksit artışına sebep olmaz. Ayrıca biyokütle enerji üretimi dışında yapı malzemesi ya da geri dönüşümlü kâğıt ve plastik üretimi için de kullanılabilir.

  • Instagram Social Icon
  • Twitter Long Shadow
  • LinkedIn Social Icon
  • YouTube Social  Icon
Edison’un ışığında, geçmişten günümüze General Electric

GE, kuruluşundan bugüne insanlık için çok yol katetti. GE için gelecek de aynen geçmiş gibi yeniliklerle ve buluşlarla dolu, heyecan, azim ve merakla ilerleyen, teknolojinin lokomotifi olmayı sürdürecek.

Thomas Alva Edison 1890 yılına kadar, değişik alanlardaki işlerini bir araya getirdiği Edison General Electric Company adlı şirketi kurdu. O sıralarda karşısına bir rakip çıktı. Thomson-Houston Company. Piyasaya hakim, elektrikle ilgili yenilikçi bir şirketti. Her iki şirket de büyürken, her birinin sadece kendi patentleri ve teknolojilerine dayanarak bütüncül elektrik tesisatları imal etmesi giderek daha zor hale geldi ve 1892 yılında iki şirket birleşti. Yeni organizasyona da General Electric Company adını verdiler.

 

Thomas Edison’un 1893 yılında elektrik ampulü için plastik filamentlerle yaptığı deneyler 1930 yılında ilk GE Plastics bölümünün kurulmasına yol açtı. Bu gelişmelerin ışığında GE’nin yönetici kadroları yıllardır önde gelen iş alanlarında farklı portfolyolar oluşturmayı sürdürdü.

 

İşte GE’nin teknolojik atlamalarla ve yeniliklerle dolu kronolojisine kısa bir bakış:

Yenilenebilir Enerjide Verimlilik Artıyor

Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çeşitleri

Akıl-Makine İlişkisinin Geleceğine Bakış

Robotların İnsan Hayatına Entegre Oluşu Neler Getirecek?

bottom of page